23 Kasım 2009 Pazartesi

David Ginola Beyazıt'ta!


Cumartesi gecesinin yoğunluğu,keyfi ve yorgunluğuyla başlamıştım Pazar gününe. Her ne kadar damarlarımdaki alkol oranı normalin üzerindeyse de Pazar günü Kasımpaşa-Tranbzonspor maçına gitmek için anlaşmıştık arkadaşımla. Hem stad evime yakın hem de biletler ucuz diye düşünmüştük. Pazar sabahı kendimize geldiğimizde ise bunun böyle olmadığını gördük. Kasımpaşa-Trabzonspor maçının bileti 30 liraydı. Pascal hafta içinde derbinin bilet fiyatlarını incelemişti. Kaç kişi vardı Kasımpaşa stadında bilmiyorum ama sosyo kültürel yapı düşünüldüğünde, stadın olduğu bölge için yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Her neyse maça gitme hayallerimiz suya düşünce soluğu tarihi yarımada da aldık. Yeni hedefimiz Süleymaniye’de kuru fasülye yemekti. Pazar günleri Kapalıçarşı’nın kapalı olduğunu öğrendik. Ara sokaklardaki tezgahlardaki formaları görünce yüzümüzü tebessüm kapladı ama. Kendimizce maç atmosferi yaşıyorduk. Böyle korsan formaları görünce aklıma hep Beckham’ın Real Madrid’e transferi geliyor. O dönem Bodrum’daydım. Beckham’ın 23 numara giyeceği açıklandıktan birkaç saat sonra Bodrum’daki tezgahlarda gördüm formayı.Muhtemelen adidas’tan önce yapmışlardı. Bir başka süpriz ise David Ginola gömlekleriydi. Öncelikle Ginola, Ali Gültiken’e mi özendi acaba diye düşündüm ama çevremde o kadar çok korsan ürün vardı ki bunun orjinal bir şey olabileceğine inanmadım. Google da beni yanıltmadı sağolsun. Firmanın sahibi David Ginola hayranı olsa gerek.
Eve dönüş yoluna girdiğimizde ise Süleymaniye surlarında alman kale oynayan çocukları gördük. “Kale” kavramına değişik yaklaşmışlar.
Velhasıl bir Pazar böyle geçti. Etrafımızdaki gizli futbol hikayeleri üzerine düşünmek iyi geldi.

Hiç yorum yok: