Elemelerde ki 6 maçtan sonra, kupada da 8 maçtır kazanıyorlar. Tüm bu galibiyetleri hakediyorlar da. 35'lik van Bronckhorst'un performansı bu düşünceyi destekleyici nitelikte. Yarı finalde attığı gol buram buram tecrübe ve beceri kokuyordu. Tabi birde arzu,hırs ve istek. Birde takımın yıldızları, Robben, Sneijder, Kuyt kariyerlerinin en pozitif futbolunu oynarak yıldızlaştığı dönemdeler. Hele bir Sneijder var ki sahada, ona birazdan değineceğim.
Hollanda, katıldığı her turnuvayı hem taraftarı ile hemde futbolcuları ile açık ara renklendiren yegane takımlardan biri. Fakat bu renklerin arasına şampiyonluk ünvanını koyamamışlardı. Şuan buna sadece 90 dk. uzaktalar. 9 kere katıldıkları turnuvalarda, 2 defa final (74 Almanya'da Almanya'ya 2-1, 78 Arjantin'de Arjantin'e uzatmalarda 3-1 kaybettiler) oynamış, bir defa da üçüncülk maçına(98 Fransa'da Hırvatistan'a 2-1 kaybettiler) çıktılar. Final maçlarına dün 2010 Güney Afrika'yı da eklediler. Bakalım bu sefer mutlu sona ulaşıp kupayı, 35'lik van Bronckhorst'un elinde yükselirken gösterebilecekler mi bize?
Gelelim Wesley Sneijder'e. Hakikaten son 2 maçtır ayakta alkışlıyorum kendisini maç bitimlerinde. 26 yaşında ki oyuncu, parladığı Ajax kariyeri ardından adeta ikinci baharını yaşıyor son dönemlerde. Milli takımda Robben'le oluşturduğu ikiliye(ki şampiyonlar finali oynamış bir ikili) Kuyt'da katılınca seyir zevkim tavan yapıyor. Sevgili Flying Dutchman kendisi için bir kaç istatistik vermiş. Turnuva'da kırdığı ve kırması muhtemel rekorları anlatmış. Bir bakın isterseniz.
Başlıkla bitiriş eş olsun. ...Viva Hollandia...
1 yorum:
Şampiyon olamasalarda gönüllerin şampiyonu olmayı bir çok organizasyonda başardılar.Burada da öyle olacak gibi.
Yorum Gönder