Karpaty Lviv, Ukrayna Ligi'nde ki bir takımdır. Teknik kapasitesi çok düşük, sistematik yapıları ise ellerinden geldiğince uygulananlardan. Ama bu takım 2 ayaklı Avrupa Ligi gruplara kalma mücadelesinde, 2000 yılı UEFA Kupası Şampiyonu Galatasaray'ı kupanın dışına iterek kendine yer buldu.
Şunu en başta belirtmek isterim, Lviv'in başarısını arka plana atmak istemiyorum ama kendilerini gruplarda bulmalarının tek ve yegane nedeni Galatasaray'dır. Takriben 10 yıldır Galatsaray taraftarıyım ve elimden geldiğince takımı takip etmeye dikkat ettim. Bu takip sırasında sanırım gördüğüm en "ruhsuz" takım bu gece Ukrayna'dakiydi. Teknik kapasiteniz yüksek olmayabilir, çok mücadele eden koşmayan bir yapınız olabilir, %100 hazır olmayabilirsiniz, yarı sakat durmunuz olmuş olabilir, bunların dışında kalan herşeye de kocaman bir eyvallah. Ama ya şu isteksizlik? Bu isteksizlik nedendir? Sanki Rijkaard zorla forma veriyormuş da onlar da" hocamızı kırmayalım çıkıp 2 top atalım sahada" diyormuşcasına insanlar topluluğunu izledim ben bu gece. Bundan farklı bir Galatasaray takımı gören, izleyen varsa beri gelsin..
Çaresiz Rijkaard'ıma ne diyeyim ki ben? Adam bas bas bağırdı, transfer istiyorum diye- ki maçtan sonra ki basın toplantısında da bile bunu dile getirdi-. Serdar Özkan, Ali Turan formsuz&ruhsuz, Pino sakat, Cana mecburiyetten pozisyonunda oynayamıyor ve verimsiz kalıyor. Elano konusuna hiç girmeyeyim çünkü çıkamam. Bu nasıl bir transfer politikası? Rijkaard'a sormuyor musun sen Adnan Sezgin, "kimi istiyorsun sen adam?" diye! Maç sonu toplantıda adam "Defans istedim alınmadı, alınanlar da sakat, ben ne yapayım? Elden gelen bu, buna da şükredin" diyor. Ama adam gibi adam Rijkaard, "elendik diye kaçıp gitmek yok, mücadele devam" diye de ekliyor. Sana da bu yakışırdı.
Bu Galatasaray benim Galatasaray'ım değil. Benim Galatsaray'ımın bana geri gelmesi için ne gerekiyorsa yapılsın. Ben 3 sene 5 sene 10 sene neyse razıyım başarı beklemem takımdan. Polat ya gitsin ya da ipleri eline alsın artık. Basında bakın Galatsaray haberlerinde adı en az geçen isim bu kulübün başkanı. Bir Adnan Sezgin'dir gidiyor. Ama onlada gitmiyor bu takım. Oyuncular desen, başta Ardu Turan-Kaptan senin için bu zamana kadar hiç kötü bir şey yazmadım, sen eleştirmedim. Ama bu gece sahada ki sen, sen değilsin. Bunu hemen farketmelisin ve gerekli tedaviyi uygulamalısın-, ne yapıyorsunu siz yahu? Çimlere çıkınca kendinizden geçip, kimliklerinizi yok sayıyorsunuz.
Köklü değişiklik talep ediyorum ben takımımdan. Çünkü resimde ki Galatasaray Spor Kulübü ismi Galatasaray Rezalet Kulübü olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Buda son nokta.
Puan farkını 8'e çıkartmak ufukta ve psikolojik eşik de buralar
-
Kayserispor maçı bilmem kaç yılın en önemlisi. Puan farkını 8'e çıkartmak
ufukta ve psikolojik eşik de buralar. 8 - 10 puan dolaylarında gezen fark,
rak...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder