2010 Avrupa Şampiyonası için karşı karşıya gelecek iki takım Türkiye-Almanya maçı yaklaştıkça, konuşulan konularda futbol dışına taşıyor biraz daha. Mesut'un Almanya Milli takımını seçmesi, Dünya Kupası döneminde bolca konuşuldu ve başlayan bu futbol dışı konuşmalar, Almanya-Türkie maçının yaklaşması ile dahada koyulaştı. Bazı mecralarda konu Almanya-Türkiye maçından çok Mesut-Nuri rekabetine dönmesi ise aslında varılan maksimum nokta.
Aslında konu, futbolun çok daha dışına çıkarak siyasete dönüşüyor bu noktada. 60'lı yıllardan beri, dönem dönem yaşanan göler sonu, 2010 yılının günlerini yaşadığımız şu günlerde, sülalesinde Almanya'da yaşayan bir akrabası olmayan aile kalmamıştır sanırım. Bu açıdan, gerek futbol gerekse de diğer iş kollarının birçoğunda bu ve buna benzer sıkıntılı konuşmalar dönemi yaşanmıştır.
Yakından takip ettiğim FourFourTwo dergiside bu konuda güzel çalışmalar yapıp, çok başarılı yazılara imza atmışdı. Derwall döneminde Galatasaray'da yaşanan "Gurbetçi" dönemininden tutunda, Dünya Kupası sonrası Yeni Mesut'lar adlı gelecek vaad eden Gurbetçi oyuncuları ele almışlardı. O yazılarda dikkatimi çeken ortak nokta, oyuncuların hangi Milli Takım'da oynamayı seçtiğinin de belirtilmesiydi. Şuan ki konuşulanlardan da beraber ortak bir tümevarım yaptığımızda, DK'da Mesut uğruna Almanya destekleyişimiz, ülkece Barca sempatizanlığından Mesut'un Real'a transferi ile artan Real sevgisi ve buna benzer birçok örnekten sonra Mesut'un Türkiye maçında gol atması dahilinde "Vatan Haini" ilan edilmesinin dile bile getirilmesinin aslında ne kadar gafil bir durumda olduğumuzun açık bir göstergesi.
Mesut, Nuri'ye göre daha göz önünde olduğu için belki konuşmalar onun üzserinden gitse de, işin birde Nuri örneği tarafı var. Nuri ve Nuri gibi Türk Milli Takımını seçenler, Almanya'ya karşı gol attığı zaman, ekmeğini yediği ülkeden alacağı tepkileri nasıl göğüsleyecek? Ki 2.Dünya Savaşı sonrası her ne kadar durulma dönemine girsede, Almanların bu Hain ilanında ne kadar başarılı olduklarını yakınen biliyoruz. Ancak sadece kendi tepkilerimizi ön plana koyarak, Alman tepkilerini yok saymak önce kendimi kandırmak olmakla beraber Nuri gibilere de büyük haksızlık olacaktır.
Arda'nın milli takım kampında, Mehmet Topal'ın Valencia antremanında sakatlandıktan sonra, orta sahada önemli oyuncularını kaybeden takımımızda, aslında konuşmamız gereken daha önemli konular olduğu bir ortamda, olmayan Mesut&Nuri savaşını gündeme getirmek bence futbola haksızlık olacaktır. Zaten son demeçlerde hem Mesut hemde Nuri, çok iyi arkadaş olduklarını ve bu konuşmaların doğal olduğu fakat ikisininde sadece futbol oynamak istediği ve buna konsantre oldukları" yönündeki açıklamaları aslında birçok şeyi bitirmeye yeterli.
Puan farkını 8'e çıkartmak ufukta ve psikolojik eşik de buralar
-
Kayserispor maçı bilmem kaç yılın en önemlisi. Puan farkını 8'e çıkartmak
ufukta ve psikolojik eşik de buralar. 8 - 10 puan dolaylarında gezen fark,
rak...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder